Türkiye’nin, kadına yönelik şiddetle mücadelede uluslararası standartları belirleyen İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesinin üzerinden beş yıl geçti. Ancak bu sürede ülkedeki kadın cinayetleri ve şüpheli ölü oranlarında artış gösterdi.
İstanbul Sözleşmesi Neydi, Türkiye Neden Çekildi?
11 Mayıs 2011'de Avrupa Konseyi tarafından kabul edilen adını imzaya açıldığı şehir olan İstanbul'dan alan İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddetin ve ev içi şiddetin önlenmesi, mağdurların korunması, faillerin cezalandırılması ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması amacıyla hazırlanmış uluslararası, bağlayıcı bir sözleşmeydi. Türkiye, bu sözleşmeyi ilk imzalayan ve parlamentosunda onaylayan ülke olarak kadına yönelik şiddetle mücadelede öncü bir pozisyonda yer aldı.

Ancak 20 Mart 2021’de, Resmî Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile Türkiye sözleşmeden çekildi. Çekilme gerekçesi olarak, sözleşmenin “aile yapısını zedelediği” ve “yerli ve milli değerlerle uyuşmadığı” öne sürüldü. Duyurulan çekilme kararı sonrası ,başta kadınlar olmak üzere tüm kamuoyunu ve uluslararası çevrelerden büyük bir tepki topladı.Kadın hakları örgütleri olmak üzere çok sayıda sivil toplum kuruluşu,politikacılar hukukçular,gazeteciler, sanatçılar tarafından bu kararı e leştirildi.



Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Marija Pejcinovic Buric yaptığı açıklama İstanbul Sözleşmesi'nin kadına yönelik şiddetle mücadele de uluslararası düzeyde bir “altın standart”olduğunu belirterek Türkiye'nin sözleşmeden çekilme kararına "yıkıcı bir haber olarak nitelendirdi.

Almanya, Fransa, İspanya, Finlandiya, İzlanda, Danimarka, Norveç ve İsveç’in olduğu çok sayı da ülke , dışişleri bakanlıkları vasıtasıyla Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesine ilişkin tepki ve üzüntülerini açıkladı.
Çekilme kararının ve sonrasında LGBTİ+’ların açıkça ve doğrudan hedef gösterilmesinin idari alanda yansımaları kısa sürede kendini göstermeye başladı. Sağlık Bilimleri Üniversitesi yönetimi toplumsal cinsiyet eşitliği dersine “dini ve milli değerleri tartışmaya açtığı” gerekçesiyle soruşturma ba şlattı.
Ç ekilme kararı protesto edildi
Türkiye'nin, Cumhurbaşkanı kararı ile İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesinin ardınan çok sayıda kadının katılımıyla birden fazla kentte protesto edildi.En büyüğü İstanbul Kadıköy'de kadın örgütlerinin çağrısıyla düzenlenen gösteriydi.

Binlerce kişinin katıldığı gösteride, "Susmuyoruz Korkmuyoruz İtaat Etmiyoruz", Asla Yalnız Yürümeyeceksin", "Hak, Hukuk, Adalet" "Yaşasın Kadın Dayanışması", "Susma Haykır Eşcinseller Vardır" sloganları atıldı.Eylemdeki bazı pankart ve dövizlerde "İstanbul Sözleşmesi yaşatır" sloganı yer aldı.

Kadın Cinayetlerinde Endişe Verici Artış
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun yayımladığı verilere göre, 20 Mart 2021 yılında Türkiye'İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme sonrası kadın cinayetlerinde dikkat çekici bir artış gözlemlendi:
2021 yılında 280 kadın cinayeti, 217 şüpheli ölüm vakası
• 2022 yılında bu sayı 334 kadın cinayeti, 245 şüpheli ölüm,
•2023 yılında ise 315 kadın cinayeti, 248 şüpheli ölüm
• 2024 yılı ise 394 kadın cinayeti 259 şüpheli ölüm gerçekleşti. Bu sayı veri tutulmaya başlandığından bu yana ulaşılan en yüksek sayıdır.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu , SEBUKA (Şiddetle Etkin ve Bütüncül Kadına Adalet) Platformu kurucusu, Mor Çatı Kadın Sığınma Vakfı olmak üzere pek çok kadın örgütü bu karara tepki gösterdi. Bu kuruluşlar, yalnızca sözleşmeye dönüşün değil, aynı zamanda:
• 6284 Sayılı Kanun’un etkin uygulanmasını,
• Kolluk kuvvetlerinin ve yargı mensuplarının toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimi almasını,
• Yerel yönetimlerin şiddeti önleme sorumluluğunu daha aktif üstlenmesini talep ediyor.
Örgütler ayrıca kadınların ihbarda bulundukları andan itibaren hızlı ve etkili koruma altına alınmalarının yasal güvence altına alınmasını istiyor.
Taleplerimiz Reddediliyor
Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesinin ardınan tam beş sene geçti. Sözleşme yalnızca bir metinden değil, kadınların yaşam hakkını,LGBT+ bireylerin haklarını savunan, çocukları ve gençleri korumayan bir sözleşmeydi. Bu geçen beş senede artan kadın cinayetleri, Türkiye’nin toplumsal cinsiyet temelli şiddetle mücadele politikalarını yeniden gözden geçirmesi gerektiğini görülüyor.Bu konuda Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneği Avukatı olan Leyla Süren cinayet dosyalarına, şüpheli ölümlere, çocuk istismarı ve çocuk ölümü dosyalarına müdahale talebinde bulunduklarını ve dayanaklarının İstanbul Sözleşmesi olduğunu belirtmişti. Ancak İstanbul sözleşmesinden çekildiğinden beri 6284’de (Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun) düzenlendiğini ve taleplerinin rutin olarak reddedildiğini ifade etti.

Sözleşmeden geri çekildikten sonra kadın cinayetlerinin ve şüpheli ölüm oranlarının artması ve güvencenin olmaması nedeniyle toplumun tüm kesimlerine “eşitlik, adalet ve koruma” temelinde sorumluluk düştüğünü hatırlatan kadın örgütleri, “Yaşamak istiyoruz” sloganıyla ülkenin her noktasında eylem yapıyorlar.
